Ateşte Açan Çiçekler

seboş ablanın yoğun isteği üzerine burdada açıyorum hikayeyi
Çocukluk arkadaşları Nilay^dan ayrılmak onlara biraz zor gelmişti.Nilay babasının işi yüzünden amerikaya taşınmıştı.4 genç kız o gün anlaşmışlardı.Amerikada okuyacaklardı.Ve başardılar.Onlar artık Amerika da idiler.Amerika^da verdikleri 1 yıllık mücadele artık bitmişti.Kendilerine bir ev tutmuşlardı.Şimdi onların parlama zamanı!Aşk ve arkadaşlık! 4 genç kız artık bütün zorlukların bittiğini sanıyordu....
Peki bugüne kadar bildikleri her şey yalansa ne olacaktı? okudukları üniversiteden ailelerine kadar herşey bir oyun çıkarsa ne olacaktı? Dünya artık eskisi gibi değildi! Dünya artık sadece insanlara ait değildi!.....__Peki bu tehlikeli dünyada aşık olunabilir mi?__Ateşte yanan bir yerde çiçekler açabilir mi?__


__Karakterler__
Gamze(q.a.m.z.e) : Hikayenin tatlı ve bir o kadar da hırçın kızı.Hiçbir şeyi umursamayan tavrıyla kızları çileden çıkarıyor.Temizlik yapmaktan da bir o kadar nefret ediyor.Dünyada en sevdiği şeylerden biri arabası!Trafikte o varken hız yapıpıta çarpayım demeyin yoksa sizi emektar beysbol sopasıyla tanıştırabilir

Ebru:Gamze^den sonra grubun en kavgacı ve hırçın kızı ama yeri geldiğinde büyük sakinliğiyle kızları hep şaşırtmıştır.Gazetecilik bölümünü okur.Arkadaşları -o hep "kardeşlerim" der- için her şeyi yapabilir.Modadan uzakta yaşaması yüzünden Tuğba ona hep kızar.

Nilay: Grubun anneliği görevini üstlenmiştir.Kızların sorunları olduğunda koştukları ilk kişidir.Kızları büyük temizlik merakıyla bıktırmıştır.Günlerden pazar olduğunda tüm kızlar temizlik yapmamak için ondan kaçarlar.

Tuğba:Grubun yufka yüreklisi.Ne olursa olsun arkadaşlarına asla kızamaz.Kızsa bile hemen affeder.Biraz şıpsevdidir.Kızlar artık onun aşık olduğu kişileri dinlemekten sıkılmaya başladılar.Moda ve alışveriş delisidir.Ebru^nun modadan uzak durmasını hiç anlayamaz ve her defasında ona tişört ve pantolandan başka bişi giymesi gerektiğini söyler durur.

Özlem(Ben!!):Nilay^ın küçük kardeşidir.Solgun bir teni ve kehribar rengi gözleri vardır.Alışverişten nefret eder.Nilay sayesinde temizlik delisi olma yolunda ilerlemektedir.Hayal kurmaya ve aniden ortalara çıkmaya bayılır.Odasına kimseyi sokmaz ve kızlarla uğraşmaya bayılır. Ama müthiş sevimliliği sayesinde her defasında paçayı kurtarır.(norlmalde temizlikten nefret ederim ama bari burda yapıyım dedimeğer görseydi annemin gözü yaşarırdı)
Eğer beğenirseniz ilk bölüm gelicek ve bu hikayede vampirler yoksoluk tene ve kehribar rengi gözlerimi görüpte vampir sanmayın die dedim (ama artık vampirler varlarolmıyacaklardıda ben son dakika insanı olunca daha ilk kısımlarda vampirler görünmüş olabilir)
İndex (artık bölümler geldikçe dolucaklar )
ßölüm 1-2: 1.sayfa
ßölüm 3-4-5: 2.sayfa
ßölüm 6-7-8-9: 3.sayfa
ßölüm 10-11-12-13-14: 4.sayfa
ßölüm 15: 8.sayfa
ßölüm 16-17-18-19-20-21-22-23-24-25: 10.sayfa
ßölüm 26: 12.sayfa

ilkk yorumm.

yazz bakalımm kuşumm.
merakk ettımm hee.

Özleeeeemmmmmmm seviyorum seni heeee
Ama bölümleri hızlı hızlı koy ki hemen yenibölümlere gelelim hehehe
Seviyorum seni beni kırmadığın için çok saol (:

ssSeBoSss demiş ki:

Özleeeeemmmmmmm seviyorum seni heeee
Ama bölümleri hızlı hızlı koy ki hemen yenibölümlere gelelim hehehe
Seviyorum seni beni kırmadığın için çok saol (:

ewett seboşumm.. ben okuyamayıodumm burdaykenn okurumm hemm.

koke demiş ki:

ilkk yorumm.
yazz bakalımm kuşumm.
merakk ettımm hee.

hazır yazılmışları eklicem uzunca bi süre ve şimdiden uyarıyım bu hikaye 180 derece dönüşlerin olduğu bi hikayedir

ssSeBoSss demiş ki:

Özleeeeemmmmmmm seviyorum seni heeee
Ama bölümleri hızlı hızlı koy ki hemen yenibölümlere gelelim hehehe
Seviyorum seni beni kırmadığın için çok saol (:

bende seni seviyorum seboş abla
öyle yağıcam zaten günde iki iç bölüm falaln olucak
lafı olmas seboş abla seni kırcağıma dizimi kırarım daha iyi (kafamıda kırardım ama sınava kadar o lasım ) ve
ilk bölüm
Gamze telefonunun sesiyle uyandı. Söylenerek telefonu açtı
-Beni sabahın köründe uyandırmak için geçerli bir sebep söyle!
Ebru telefonun diğer ucundan:
-okul senin için geçerli bir sebep olur mu Gamze? Hadi çabucak kalk gel ve bizi al! Eğer çabuk bizi almaya gelmezsen okula geç kalacağız!!
-Ne! O kadar geç oldu mu? Hemen geliyorum dedi
Çabucak giyinerek evden dışarıya arabasının yanına gitti. Tam o sırada telefonundan saatine baktı ve saatin daha 07.13 olduğunu gördü. Ebru^ya lanetler yağdırarak arabasına bindi ve yol almaya başladı. Bir yandan arabayı sürüyor bir yandan da söyleniyordu. Kırmızı ışıkta durdu. Gamze^nin durmasıyla beraber arkadan bir arabanın ona çarpması bir oldu. Gamze camdan:
-Yuh! Kırmızı ışık yanıyor görmedin mi ayı !? Diye başlayıp hakaretler savurarak arabasından indi.
Ebru^ya olan kızgınlığını arabasına çarpan kişiden çıkarıyordu. Diğer arabadaki Emmet ise “Bu kız kim oluyor da bana hakaretler savuruyor!?” diye düşünerek arabasından indi. Gamze Emmet^i görünce:
-Sen harbiden ayıymışsın dedi
Ama Emmet Gamze^nin hakaretlerini duyamıyordu. O önünde duran kızın güzelliğiyle büyülenmişti. Resmen dili tutulmuştu. Emmet kendine kızarak bu düşünceyi hızla aklından uzaklaştırdı. Ama hala konuşamıyordu. Emmet“Ne yapıp edip adını öğrenmeliyim” dedi kendi kendine. Gamze karşısındaki gencin suskunluğuyla daha da sinirlenmişti.
-ne oldu dilini mi yuttun? Ah! Doğruya ayılar konuşamazdı! Diye bağırdı Gamze.
Artık sinirlerine hâkim olamıyordu. Ağzına geleni söylüyordu ama karşısındaki gençte çıt yoktu. Gamze bunun üzerine daha da sinirlendi. Bu genç zaten gözünün nuru olan arabasına çarpmıştı ve şimdide hiçbir şey söylemiyordu. Zaten sinirli olan Gamze arabasının bagajına yöneldi. Planı emektar beysbol sopasıyla suskun gence dalmaktı. Tam bu sırada telefonu çaldı. Gamze:
-Ebru neden hep olmadık zamanlarda arıyorsun! Tamda ayının tekine girişmek üzereydim! Diye bağırdı Ebru^ya. Ebru:
-Bir! Hemen buraya gelmezsen okula geç kalacağız! İki sana daha kaç kez bensiz birine girişmek yok diyeceğim! Tüm eğlenceyi neden hep sen almak zorundasın Gamze! Kızım azcık bize de bırak! Dedi. Gamze:
- Bende gelmek isterdim ama o ayının teki arabama arkadan girdi Ebru, dedi üzgün bir sesle.
- Sen de direk emektar beysbol sopana koştun Gamze! Sana daha kaç kez kavga yok diyeceğim! Annen seni bana emanet etti! diye bağırdı Nilay.
Gamze içinden “Eyvah yandım!” diye geçirdi. Telefonun diğer ucundaki Nilay^dı. Gamze^yi eve varınca büyük bir ceza bekliyordu. Yeni aldıkları ortak evlerinin ilk temizliğini Gamze yapacaktı. Temizlikten nefret eden Gamze için bu büyük bir cezaydı.
-Tamam Nilay. Bir çekici bulup hemen eve geliyorum, dedi mahcup bir sesle Gamze.
-Ortak eve gelme. Şimdi annemlerdeyiz Ebru’yla. Annem kardeş iminde bizimle kalmasını istiyor. Kendileri Türkiye’ye geri dönecekmiş, dedi Nilay.
-Tamam canım. Hemen ordayım. Bizim ufaklığıda çok özlemiştim zaten, dedi Gamze.
Gamze telefonu kapattığı gibi çekiciyi aradı. Arabasına çarpan genci çoktan unutmuştu. Ama Emmet hala Gamze’ye bakıyordu. Genç kızın güzelliğiyle adeta kendinden geçmişti. Biliyordu bu genç kızı sonsuza dek unutamayacaktı. O anda aklından “Yalnızlığımın başkentinde asla sahip olamayacağım bir güzellik daha” diye geçirdi Emmet. Gamze’de gelen çekiciyle Nilay’ların yanına gitmeye başladı. Tek düşündüğü arabasıydı. Yol boyunca arabasını tamir ettirecek parayı nasıl bulacağını düşündü. Sonunda eve varmıştı. Nilay’ı kapıda kendini beklerken gördü. Ellerini beline koymuş sinirle Gamze’ye bakıyordu. Ardından Ebru kapıdan çıktı ve sen öldün artık diye bir bakış attı Gamze’ye. Gamze içinden “Biliyorum zaten Ebru hatırlatmasan olmazdı değil mi?” diye geçirdi. Başını öne eğerek Nilay’ın yanına doğru yürümeye başladı. Suçluluk dolu bir sesle
-Özür dilerim Nilay. Biliyorum artık sana kavga yok diye söz vermiştim ama o ayı arabama çarpmıştı. Arabamı ne kadar sevdiğimi bilirsin, dedi Gamze.
-Bilmez miyim? Ama yinede direk emektara gitmene gerek yoktu Gamze. Artık kavgaların yüzünden seni karakoldan toplamaktan sıkıldım canım. Ebru’dan kavga ettiğini duyunca nasıl telaşlandım bilemezsin. Bu sefer seni nasıl idare edeceğim diye düşünüp durdum Gamze. Annenler artık şüpheleniyorlar.
-Şüphelenmek derken? Dedi merak dolu bir sesle Gamze.
-Sana yurtdışından bir telefon gelse ve yurtdışında okuyan bir kızın olsa ne hissederdin? Annenler İngilizceyi iyi bilmedikleri ve bir kardeşin olduğu için şanslısın Gamze. Annen her defasında telefonu kardeşine veriyor, kardeşinde seni idare ediyor dedi Nilay.
-Kardeşim mi? Benim kardeşimden bahsediyoruz değil mi? dedi Gamze inanamayarak.
-Evet, senin kardeşin Gamze. Ve eğer şimdi taksiye binmezsek okula geç kalacağız diye araya girdi Ebru.
Ebru ellerini önünde bağlamış ayağını yere vurarak sinirle kızlara bakıyordu. Nilay saatine baktı ve “Olamaz hayatımda ilk defa okula geç kalacağım çabuk olun!” diye bağırdı.
-Biz çabuğuz kuzumda sen Gamze’yi azarlamaktan… Ebru daha sözünü bitiremeden kapıda görünen Özlem “Hayatında hiç okula geç kalmadın mı? Nedense hiç şaşırmadım” dedi kıkırdayarak. Solgun yüzüyle hasta gibi görünüyordu Özlem. Kızlar onun soluk teninden kurtulmasını sağlamak için onu bronzlaştırmak istemişlerdi ama Özlem güneşten bir canavarmışçasına kaçıyordu. Kızlar sonunda pes etmişlerdi. En iyi Nilay bilirdi. Özlem bir şeye inat ederse onu asla yolundan çeviremezsiniz.
-Ha ha ha! Çok komik Özlem! Hadi çabuk taksiye geç kalıyoruz dedi Nilay ardından hasta olmadığına eminsin değil mi ablacım. Bir yerlerin falanda ağrımıyor? Eğer böyle bir şey olursa hemen bana söyle annemlerde evde yok senin için çok endişeleniyorum dedi Nilay. Tıpkı bir anne gibi şefkatle konuşmuştu.
-Hayır abla. Hiçbir şeyim yok. Bana çocukmuşum gibi davranma! Eğer bana biraz daha çocuk muamelesi yaparsan okulu kaçıracaksın! Ve Tuğba abla nerede? Dedi Özlem
-Kendileri yeni âşıklarıyla okula geleceklermiş diye söze atladı Ebru.
Nilay Ebru ve Gamze’yi çekeleyerek arabaya bindirdi. Kimse kardeşiyle konuşmaya başladığında sohbeti bırakıp gidemezdi. Kendisi hariç hiç kimse. Sonunda taksiye binmeyi başarıp okula vardılar. Arabadan indikleri gibi sınıflarına koşuşturdular. Hepsi çok geç kalmıştı. Gamze sınıfa girdi ve yerine oturdu. Sınıfa giren kişiyi görünce gözleri fal taşı gibi açıldı ve ağzı bir karış açık kaldı. Sınıfa gelen kişi……..

öslemimm kuzum inanmıyorum sanaaa açtın mı muck sna burdannn hayırlı olsun canımm

Tatlımmmmmm ben senin msjı düzenledim affına sığınarak okumak kolay olsun die
ben biliyorum buraalrı zaten ama yine de harikasın dmeden geçmem tabi ki de yani

Aman Yarabbi ne gelmiş buraya
Özlemim süpersin canım yhaaaaaaaaaaaaaaaaa
Diğer bölümleri de ekleeeee hehehehe

bölümm süpperr olmuşş. bu gamzede ne kavgacıymışş hee.
sınıfaa gelen kesınn emmett.
nese kuşumm süpperr olmuşş bölümm yb beklerımm.

sorun değil seboş abla
beğenmenise sevindim burcu ya da herhangi başka biri benim net bosukluk yapıyo gidip gidip geliyo çabuk geçmek için hergün diğer bi forumdan bölüm ekleyebilirsiniz hayır demem yani hatta önüne geleln eklesinde çabuk geçsin xD
]Bölüm 2

Sınıfa giren kişiyi görünce gözleri fal taşı gibi açıldı ve ağzı bir karış açık kaldı. Sınıfa gelen kişi……..
Sınıfa gelen kişi Emmet’ti. Gamze içinden “Hayır olamaz! Bu ayının burada ne işi var! Prof. Cullen bu ayıyı mı stajyer öğretmen olarak aldı? Hayır, bu olamaz diye geçirdi içinden.
-Merhaba ben Emmet Cullen. Prof.Cullen’ın gönderdiği stajyer öğretmen benim. Dedi Emmet ve öğretmen masasına yönelip çantasını masaya koydu. İçinden birkaç kâğıt çıkardı.
-Eğer Bay Cullen burada olsaydı ödevlerinizi toplayacaktı. Yani bu da demek oluyor ki ödevlerinizi toplamalıyım dedi Emmet’in o sırada burnuna tanıdık bir insan kokusu geldi “Bu o.” Diye geçirdi içinden Emmet. Ve ödevleri teker teker isimleri söyleyerek toplamaya karar verdi. Sırf Gamze’nin ismini öğrenmek için. Selin, Leyla, Nazlı, Pelin, Şebnem… bu isimler onun için bir şey ifade etmiyordu. O tekrar Gamze’nin sesini duymak istiyordu. Yakınına geldiğinde artacak olan o güzel kokusunu içine çekmek istiyordu.”Ne düşünüyorum ben!? Derdim ne benim? Neden onun sesini duymak, kokusunu daha fazla içime çekmek istiyorum? Bu olmamalı Aro Peşimde olduğu sürece insanlarla yakın olmayı aklımdan bile geçirmemeliyim.” Diye düşündü. O sırada beklediği sözü duydu.
-Benim ödevim yok, dedi beklediği ses. İsmi Gamze’ydi.
Emmet o güzel sesi bir daha konuşturmak istedi ve
-Neden yok? Bay Cullen çok kızacak Gamze. Bu ödev dönem notunun %20’lik kısmını kaplıyor dedi Emmet.
-Gelirken ayının teki arabama arkadan girdi ve ödevimde o kazada telef oldu dedi Gamze. Sinirlerine zor hakim olduğu sesinden çok fazla belli oluyordu. “Aslan olmaya çalışan yavru bir kedi” diye düşündü Emmet.
-Ya demek öyle oldu. O ayı şimdi nerede peki? Dedi Emmet alaylı bir ses tonuyla. Bunun Gamze’yi daha fazla sinirlendireceğini umuyordu. Nedense Gamze’nin kızgınlığı çok hoşuna gitmişti.
-Fazla uzakta aramanıza gerek yok aslında! Şöyle bir aynaya baksanız yeterli olur Bay Ayı dedi Gamze çok sinirli bir ses tonuyla. Bu son kelimeleri üstüne basarak söylemesinden anlaşılıyordu. O sırada sınıfta birkaç kişi konuştu. Emmet tüm bu konuşulanları duymuştu. “Eyvah! Gamze’nin biricik arabasına mı çarpmış bu yakışıklı?”, “Şimdi yandı işte. Gamze onu sağ bırakmayacak. Yazık oldu. Oldukça yakışıklıydı.” Bir öteki diyologtaki söyleneler Emmet’in dikkatini daha fazla çekti. “Gamze arabasını çok severdi. Acaba şimdi nasıl tamir ettirecek? Of! Şimdi ne kadar üzülmüştür.” Diyordu. Emmet o anda içinde bir şeylerin cız ettiğini hissetti. Küçük yavru kedisini çok üzmüştü anlaşılan. Ama bu lafın altında da kalmamalıydı. Yoksa Jazz ve Edward’ın alayından kurtulamazdı. O Sırada Prof.Cullen içeri girdi ve
-Ödevleri almaya ve sana bir bakmaya geldim. Söyle bakalım burada işler nasıl? Dedi
Emmet minnet dolu gözlerle Carlisle’ye baktı. Ve ödevleri ona verdi.
-Gamze ödevini yarın getirecek Bay Cullen. Küçük bir talihsizlik yaşadıkta. Arabasına verdiğim zararın ardından ona 0 veremem dedi Emmet.
-Yine hız mı yaptın sen? Sanırım arabasına bir şey olan tek kişi Gamze olmayacak dedi.
-Bunu yapmamalısın bence hiç iyi bir fikir değil Bay Cullen dedi Emmet.
-Bence gayet iyi bir fikir Emmet. Neyse ben bir köşeden dersini dinleyeceğim bana aldırma ve devam et dedi otoriter bir sesle Carlisle.
Gamze Prof. Cullen yüzünden söyleyeceklerini yutmak zorunda kaldı. Sakin kalmaya başaramayacağı belliydi. O da okul bitimi emektar beysbol sopasıyla Emmet’i tanıştırmayı kararlaştırdı. Emmet’i büyük bir dayak bekliyordu. Ders Prof. Cullen gözetiminde bitti. Ama Emmet’in içindeki acı bitmedi. “Ne yapıp edip hatamı telafi etmeliyim.” Diye düşündü.
-Çocuklar! Eğer Emmet’e hakarete den ya da saygısızlık eden olursa kendisini disiplinde bulur! Bana gösterdiğiniz saygıyı okul içinde ve dışında ona da göstermenizi istiyorum dedi Carlisle otoriter bir sesle. Dışarıda kelimesini özellikle üstüne basarak ve Gamze’ye bakarak söylemişti. Ve böylece Gamze’nin okul sonrasındaki planları suya düşmüş oldu. Sonra birden aklına çok sevgili arkadaşı Sebahat geldi. “Ondan rica etmeliyim. Beni anlayan tek kişi o olur” diye düşündü Gamze. Ve sonunda zil çaldı. Herkes çıkmaya başladı. Ama Seboş Gamzeye doğru dönmüş onu bekliyordu.
-Beni bir tek senin anlayacağını biliyordum seboşum dedi Gamze sevinerek.
-Onu bunu bırakta beni emektara götür. Akşam ki randevusu için onu hazırlıyım. Kolay değil bir ayıyla buluşacak dedi gülerek seboş. Gamze’den bagajın anahtarlarını aldı ve gitti. O anda Gamze
-Emektarın yerinde olmak isterdim. Allah için güzel bir çocukla buluşacak dedi Özlem’in sesine benzeyen bir ses.
Gamze hızla etrafına bakında ama kimseyi göremedi. Sınıfta bir tek o kalmıştı.
- Bir ses duyduğuma yemin edebilirim dedi Gamze ve o anda bir kıkırdama duydu. Sabah Özlem’in kıkırdamasıyla aynı olan bir kıkırdama…”deliriyor olmalıyım” diye düşündü ve sınıftan çıktı. Kızları kantinde kendini beklerken buldu. Tuğba’da buradaydı. Anlaşılan yeni sevgilisini terk etmişti. “Kesin yeni birini buldu” diye iç geçirdi Gamze.
-Yeni stajyer öğretmenin nasıl biri? Yakışıklı mı? Bizimkisi müthiş yakışıklı bir şey Gamze haydi durma konuş konuş! Tabikii de bunu söyleyen Tuğba’dan başkası değildi.
-Hele bir soluklansın ben hacı. Sonra kaçışı yok anlatacak. Bizimkisi sarı kafalı bir şeyi çıktı zaten sinirliyim. Jasper’mı neydi adı dedi Ebru.
-Jasper’dı adı canım. Ve niye öyle diyorsun oldukça yakışıklı bir çocuk. Belki de sana talip olur dedi Tuğba göz kırparak.
-İşin mi yok Tuğba ya? O sarı çıyana dünyadaki tek erkek olsa bakmam ben! Dedi sinirle Ebru.
-Bu kadar büyük konuşma dedi Nilay ve Tuğba aynı anda.
-Biz Gamze’nin öğretmeninden bahsetmiyor muyduk? Diyerek topu hemen Gamzeye attı Ebru.
Gamze bittin kızım sen diyen bir bakış fırlattı Ebru’ya.
-Doğru ya duyduğuma göre adı Emmet ve çok yakışıklı dedi Tuğba bir anda.
-Ve bir o kadar da ayı! Hatta ayıdanda öte! Diye başlayarak Emmet’e bir sürü hakaret savurmaya başladı Gamze.
-Vay anasına! Demek senin arabaya çarpan ayı bu Emmet’i demek dedi Ebru.
Tuğba kızlara anlayamayarak bakıyordu. Ve kızlar olan biten her şeyi Tuğba’ya anlattılar…
Devamı sonraya

hayatımın anlamıo bunun ilk yorumlarıda hep benimm mii nee bana dosya halinde atsana heppsini kuzum yaaa ben eklerim sen yokken her gün bi rane nasılsa geliyorum hemen hemen hergün olmamı

olur burcu
hemen atıyorum sana dosyayı

tamam kuzum at sen

attım burcu
ve kuzu seçeneklerden ziyaretçi mesajı yazan yeri herkese açık yap

ya bende bunu siteden okuyodum ama bir ara kaçırınca baya bir bölüm eklenmiş hepsini nasıl okuycağımı düşünüyordum burdan okumak daha kolay olacak
yanlız çok güzel bir hikaye inş bian önce benim kaldığım yere geliriz

hergün bi bölüm ekliyorum inş gelicez kalınan yerlere xD
bu arada sen sema*sın demi karamle denizi canavarını yazan sema xD
bi sorumun cevabını alamadım ölecem meraktan o olcak xD

ay bak burdada sormuşsun üf ya
ben nası cevap vermedim
kusura bakma cnm
bölümleri sabırsızlıkla bekliyorum bu arada sende özlemdin dimi
sende bana geç cevap ver ödeşelim dermişim

evet ben özlemim ama sen böyle her sorumu gördüğünde üzülme
yoksa bi sürü konuda üzülcen kıyamam sana ben

oh oh ne güzel hikayelerimiz buraya geliyor:D
özlem harikasın seni seviyorum ama ben

bende seni seiyorum ablacım
ama yarınki değil öbür pazartesiye kadar bölümleri burcu eklicek ben sbs temposuna giriyor ve gün boyu ders çalışıyor olacağım

eeee buraya bölüm ne zaman gelecek ya

Özlem simdi koyar bence hatta iki bölüm birden koyar

şimdi
]]3.bölüm
Tuğba kızlara anlayamayarak bakıyordu. Ve kızlar olan biten her şeyi Tuğba’ya anlattılar…
-Bu ayıya iyi bir ders vermek lazım Gamze dedi Ebru kızgın bir şekilde.
-Bence de ne pişkin bir yakışıklıymış bu böyle! Dedi Tuğba
-Kızlar yangına körükle gidenin öğretmenine ekşirim ona göre! Ve yarın ki büyük temizlikte getir götür işlerini yapar dedi otoriter bir sesle Nilay.”Tuğba Robert’i kaybetmeyi göze alamaz ve Ebru’da getir götürden nefret eder. Şimdilik yırttık” diye düşündü Nilay ve yüzünü küçük bir gülümseme kapladı.
-Öyle olsun dedi aynı anda Tuğba ve Ebru.
-Merak etme kanka. Çıkışta seboş ayının içini bitirecek diye fısıldadı Ebru’nun kulağına Gamze.
-Emektar seboştaysa gözümüz arkada kalmaz dedi ve bir kahkaha patlattı Ebru.
-Niye güldün bakayım sen? Dedi Nilay.
O sırada Gamze Size bir espri patlatayım mı? PATT dedi ve konuşmayı böldü. Nilay bu sözden nefret ederdi .”Ebru kurtuldu. Çıkıştaki planda” diye düşündü Gamze. Zil tekrar çaldı ve 4 genç kız sınıflarının yolunu tuttu. Hepsi okulun bitmesini 4 gözle bekliyordu. Gamze hariç hepsi. Çünkü Gamze’yi ortak evin tüm temizliği bekliyordu. Gamze sınıfına doğru giderken birden Özlem’i görür gibi oldu. Bugün bu çok fazla oluyor diye düşündü. Ve bir ses bu sefer Özlem’in olduğuna emin olduğu ses “Daha yeni başlıyor Gamze abla.” Dedi. “Bu ne demek?” diye düşündü Gamze. Özlem “Yani beni daha çok duyacak ve görür gibi olacaksın Gamze abla. Bunun neresi anlaşılmaz? Geleceğin çok karanlık görünüyor. Aro’nun yeni hedefi sen olabilirsin. Gelecek kötü bir şeyler olacağını haber veriyor!” dedi. Gamze “çıldırıyor olmalıyım” diye düşündü ve hızla sınıfına gitti.
-----erkekler cephesi xD-------
-Dostum bu halin ne? Berbat görünüyorsun dedi Jasper.
-Hiç sorma jazz hiç sorma diyerek iç geçirdi Emmet.
-Dostum konuş yoksa zihnine dalıyorum dedi Edward.
-Aro… Sorun Aro. Her nasıl yaptıysa yine izimi bulmuş. Oysa Felix’i ve onun gibi yetenekleri olan tüm vampirlerini öldürüyorum. Her an her saniye takipteyim. Ona katılan iz sürücüler ölüyor ama o her defasında beni buluyor. Bunu nasıl başarıyor hiç anlamıyorum diyerek iç geçirdi Emmet.
-Bu sefer her zamankinden üzgünsün dostum dedi Jasper.
O anda Emmet’in aklına Gamze’nin o güzel yüzü geldi.
-Olamaz dedi Jazz ve Edward aynı anda.
Jazz aşka benzer duygular hissetmişti Edward ise ona karşı farklı bir ilgi duyduğunu düşüncelerinden okumuştu. Tıpkı onun bir zamanlar Bella’ya karşı duyduğu ilgi gibi bir ilgi. Birden yine o anı anımsadı……….200 yıl önce………..
O zamanlar Edward Bella’yla yeni evlenmişti. Emmet onların en yakın dostuydu. Ve Aro. Kahrolasıca Aro gelmiş ve onları Esme adasında bulmuştu. Yardım edebilecek kimse yoktu ve Aro yanında adamlarınıda getirmişti. Tek istediği Emmet’in yerini söylemesiydi. Ama ne Bella ne de Edward bunu yapacaktı. Ölmeleri gerekse bile söylemeyeceklerdi. Edward Bella’nın ölmesine asla izin vermem diyordu. Gerekirse onun yerinede ölürdü ama Aro işini biliyordu. Alec görme ve düşünme hariç her şeyini hissizleştirmişti. Aro bir eli Edward’a iyice düşün bunu Edward eğer söylemesen biricik karın yanacak demişti. Edward’ın elinden hiçbir şey gelmemişti. Orada öylece karısının diri diri insanken yakılmasını izlemişti. Ama kardeşini Emmet’i ele veremezdi. Çünkü Emmet onları birçok kez korumuştu. Edward o anda ölmüştü zaten. Emmet’i ve yerini hatırlayamıyordu bile tek düşündüğü karısı ve doğamadan ölen çocuğuydu. Bella’nın hamile olduğu öğrenmelerinden sadece bir saat sonra gelen Aro ve köpekleri her şeyi mahvetmişti. Edward’ın artık kaybedeceği tek şeyi Emmet’ti. O zamanlar Carlisle’lerle tanışmadığına şükrediyordu. Çünkü Aro Cullen ailesini bir koz olarak kullanır ve Emmet’i ele geçirmek isterdi. Ve beklide Emmet şimdi aynı acıyı yaşayacaktı. Hiçbir şeyden haberi olmayan o masum kız –Gamze- beklide Aro tarafından öldürülebilecekti. Edward bunu düşündüğü anda Emmet ve kendisinin içi ürperdi.
-Doğruya Emmet hep unutuyorum sen bir Lycan’sın. Tüm vampirlerin sahip olduğu özelliklere doğuştan sahipsin dedi Edward.
-Evet, dostum hep unutuyorsun dedi üzgün bir sesle Emmet.
İçi acımıştı. Varlığının çevresindeki her şeye zarar verdiği büyük bir gerçekti. Sevmek ona göre değildi. Sevmek ona göre olmamalıydı. Sevdiği insanlar zarar göreceği sürece o sevmemeliydi. Lycan olarak doğduğu güne lanet ediyordu. Siyah ve Beyaz cadıların savaşında tüm Lycanlar katledilmişti. Yani cadılar böyle sanıyordu. Soylarını devam ettirebilecek kadarı canlı kalmıştı. Keşke kalmasaydı diye düşündü Emmet keşke kalmasaydı. Lycanlar yeryüzündeki en güçlü ve yenilmez canlılardı. Diğer canlılardan uzakta yaşarlardı. Kimseciklere zarar verdikleri yoktu. Onlar dünyadaki adaleti sağlamak için oradaydılar. Lycanların tipik özellikleri vardı. Çok iyi ve yardım sever olmak gibi. Cadılar bunu kullanıp onları yok etmişlerdi. Hastalanmış gibi gelip kaleyi içten yıkmak için. Lycanların doğmasını sağlayan bir yaşam ağacı vardı. Bu ağacın oluşmasını sağlayan bir vampir, kurt adam, insan, cadı ve perinin yaşam özleriydi. Lycanlar tüm bu türlerin karışımı olduğu için yenilmezdi. Ama zaaflarıda vardı. İnsan gibi manevi anlamda da zarar alırlardı. Bir peri gibi yaşam ağaçları olmadan yaşayamazlardı –ki bu perilerde kraliçeleriydi-. Bir vampir gibi kan içmek zorundaydılar. Bir kurt gibi yeni ay zamanı güçsüzleşmeleri gerekirdi. Ve son olarak bir cadı gibi güneşten kaçmaları. Cadılar içeriden bu zaafları öğrenmiştiler ama hesaba katmadıkları bir şey vardı. Yaşam ağacının 600 yılda bir verdiği tohumlar. Bu tohumlara sahip olan Lycanlar ölmeden kaçmış ve tohumları dikip büyüterek türlerini devam ettirmişlerdi. Bu sırada dünya çok değişmişti. Çoğunluğu yöneten vampirler olmuştu yani volturiler. Cadılar hala Güney Amerika’daki kutsal toprakları için savaşıyorlardı. Kurtlar sadece asya kıtasını bir kısmını koruyorlardı. Çünkü sayıları Caius’un avından sonra iyice azalmıştı. Lycanlardan sonraki en iyi tür onlardı. Perilere gelince…Kraliçeleri öldürülünce bir tek kraliçe kızı hayatta kalabildi……devamı sonraya artıkın:D

4.bölüm
Perilere gelince… Kraliçeleri öldürülünce bir tek kraliçe kızı hayatta kalabildi…
Son perinin ismi Roxy’di. Hiç kimse insan ismini bilmiyordu. Son peri hakkında ki tek bilgi peri isminin Roxy olduğu ve ara sıra şiddetli güç boşalmaları yaptığıydı. Ve herkes emindi ki Roxy korkarak güç boşalması yapacağı bir hayatı yaşamıyordu. Ve şansızdık ki güç boşalmaları sadece korku anında olurdu. Roxy en güçlü periydi. Hatta tüm doğaüstü yaratıklardan daha güçlüydü. Belki de dengeyi tekrar kurabilecek tek kişi Roxy’di. “Keşke nerede olduğu bilseydim, Ya da onu bulabilecek bir özel gücüm olsaydı” diye geçirdi içinden. O sadece her Lycan’ın sahip olduğu onu yaratan 5 varlıktan birininki tüm özel yetenekleriydi. O en yaygın sahip olunan vampirlerinkine sahipti. Diğer Lycanlar gibi kendine has özel bir yeteneği yoktu. Kendine lanetler yağdırarak evden çıktı.
-Nereye Emmet? Dedi Edward Emmet’in arkasından.
-Yalnızlığın başkenti Edward yalnızlığımın başkenti dedi Emmet
-----kızlar cephesi------
Kızlar ortak eve yeni varmışlardı. Ellerinde bir sürü temizlik malzemesiyle eve girdiler.
-Hadi bakalım Gamze’cim. Temizlik ellerinden öper dedi muzipçe gülerek Nilay.
-Ya Nilay Ya! Bana bunu yapma! Evde bile tüm temizlik görevlerini kardeşime yaptırırdım ben dedi sitem edercesine Gamze
-Hihihih! Kardeşin nasıl yaptı peki? Dedi kıkırdayarak Tuğba.
-Yazık çocuğa senin dağınıklığını toplamak ömür ister dedi Ebru ve büyük bir kahkaha patlattı Ebru.
-Aşk olsun Gamze. Bizde kardeşin sana kötü davranıyor diye ona kızıyorduk dedi sitem edercesine Nilay
-Bir kere ben onu düşünüyordum Nilay. Evlenince karısına yardım eder diye yaptırmıştı dedi Gamze.
Gamze’nin son sözü üzerine kızların hepsini bir gülme krizi aldı. Bu gülme krizini bozan Nilay oldu.
-Hadi bakalım Gamze’cim. Kova bugünlerde seni çok özlemiş. Bak seni istiyor gördün mü? Diyerek temizlik malzemelerini Gamze’ye yükledi Nilay.
-Gamze sen tüm üst katı temizliyorsun, Tuğba mutfak senin, oturma ve misafir odası Ebru’nun bende kalan yerleri temizliyorum. Haydi, marş marş dedi otoriter bir sesle Nilay.
Nilay otoriter bir sesle konuşmaya başladığın kızlar ona karşı çıkamazdı. Herkes kendine verilen bölgeyi temizlemeye usulca gitti. Gamze hariç herkes. Gamze üst kata söylene söylene çıktı ve temizliğine başladı. 4 saat sonra herkes –Gamze hariç- herkes işini bitirmişti. Gamze hala üst kati temizlemekle meşguldü. Nilay sırasıyla herkesin temizlediği yerleri inceledi. Sıra üst kata gelmişti. Nilay Gamze’nin temizliği hala bitirmediğini görünce biraz sinirlendiyse de sonra hemen sakinleşti.
-Hadi bırak artık temizliği. Yarın beraberce buranında temizliğini bitiririz dedi Nilay sevecen bir sesle.
-Seni seviyorum Nilay diyerek Nilay’ın boynuna atladı Gamze.
-Biz olmadan sevgi yumağı ha öyle olsun dedi Tuğba alıngan bir sesle.
-Gelin buraya deliler dedi Gamze ve 4 arkadaş sevgiyle birbirine sarıldı. O anda Gamze yine Özlem’i duydu. “Aşk olsun sevgi yumağı olmak için eve gelene kadar bekleyemediniz mi? Çok kıskandım ya!” diye sızlanıyordu Özlem. Gamze o anda böyle bir ses duymayı beklemediği için çığlık atarak geriye sıçradı. Kızlar anlayamayan gözlerle Gamze’ye bakıyordu. Bir süre sessizlik oldu.
-Ne oldu Gamze? Diyerek sessizliği bozdu Ebru
-Ben bilmiyorum sanki birden….-”Sakın onlara söyleme!” diye bağırdı Özlem Gamzenin konuşmasının ortasında-…bir fare görür gibi oldum birden diyerek işi kıvırdı Gamze.
-Fare mi? AAAAAAA! Diye bir çığlık kopararak dışarı fırladı Tuğba.
-Bugünlük bu kadar temizlik yeter kızlar. Gamze Tuğba’yı bir daha bu eve sokmak istiyorsan fare görmediğine onu inandır dedi sakin bir sesle Nilay.
Kızlar evden çıktılar. Tuğbayı korkudan tir tir titrerken buldular.
-Kuzum pardon o Ebru’nun anahtarlığıymış. Bizim akıllı anahtarlığına fare benzeri bir şey takmışta dedi Gamze.
-Düşünce aniden önünden geçinde Gamze’nin fare sanmış canım diye devam etti Ebru.
-Kısaca bu evde tek bir fare dahi yok tatlım dedi Nilay anne kadar şefkatli bir sesle.
Tuğba biraz rahatlamıştı. Bir taksi çağırıp evlerinin yolunu tuttular. Eve vardıklarında Nilay dudağını ısırdı.
-Eyvah! Keşke daha erken gelseydik Özlem’i okuldan almadık, yemeğini yapmadık dedi endişeli bir şekilde.
-Aşk olsun Nilay aç bırakmışsın kızı! Dedi alaylı bir sesle Tuğba.
-Kötü kadın. Şuncağız çocuk aç bırakılır mı? Diyerek devam etti Ebru.
-Dimi? 13 yaşındaki bir kız kendine yemek falan hazırlayamaz sonuçta dedi Tuğba.
-Nilay’ım merak etme. Buzdolabı evdeydi o yemek vermiştir özlem’e dedi gülerek Gamze.
-Siz geçin dalganızı. Eğer Özlem bunu annemlere söylerse unuturum ben Amerika’yı dedi Nilay.
“Söylemeyeceğimi söyle Ablama” dedi Özlem.
-Söylemez kuzum. Onun hain planları sadece bize sana değil dedi Gamze.
“Bu çok doğru. Girişte ki sürpriz size mesela” dedi kıkırdayarak Özlem. Tuğba arabadan inip hızla eve koştu.
-Dur Tuğba sakın o kapıyı açma diye arkasından bağırdı Gamze.
-Olmaz! Robert bana telefonunu vermişti ders için. Gidip bir ders konusu bulmalıyım diye bağırdı Tuğba ve hızla aralık olan kapıdan içeri girdi. Girmesiyle kafasına bir kova düşmesi bir oldu.
-Olamaz seni bu kadar erken beklemiyordum. Daha kovanın içini köpek kusmuğu ve solucanlarla doldurmamıştım diye sızlandı Özlem.
Kızlar içeri girdiğinde yerde baygın olarak yatan Tuğba’yı görünce şok oldular.
-Ne oldu burada Özlem? Dedi endişeli bir sesle Ebru.
-Aralık kapıyı açınca kapının üstündeki kovam Tuğba ablanın başına düştü. O da bayıldı dedi sakin bir sesle Özlem.
-NE! Diye bağırdı Ebru.
-Kovanın kapının üstünde ne işi vardı Özlem? Dedi Gamze. Ellerini önünde kavuşturmuş ayaklarını yere vuruyordu.
-Kapınının kovamın altında ne işi vardı? Dedi sakin bir sesle Özlem ve odasına gitti.
Gamze kalakalmıştı olduğu yerde. Sonunda Tuğba’yı yerden kaldırıp çekyata yatırdılar. Yarım saat sonra Tuğba ayılınca kızlar derin bir nefes aldılar.
-Sonunda dedi Nilay ve koltuğa yayıldı.
-Harika ben artık yatmaya gidiyorum bugün çok yorucuydu dedi Gamze.
-Olmaz önce bu evle ne yapacağımızı bulmalıyız dedi Nilay.
O anda Gamze’nin aklında şimşekler çaktı.
-Evin anahtarını bize ver temizlik günlerini burada oturarak geçirelim dedi gözleri parlayarak Gamze.
-Saçmala dedi Nilay.
O anda Özlem çıkageldi ve hemen koltuğa oturdu.
-Evi bana verin dekore edip bozayım dekore edip bozayım dedi Tuğba.
-Sende saçmala Tuğba. Yapboz mu bu evde bozup bozup tekrar yapasın dedi Nilay.
-Anahtarları bana verin sinirlendikçe evi dağıtayım dedi Ebru.
-Doğru ya bu evde stres atma topuydu dedi Nilay
-Yine en iyi fikir benim.Evi otel yapalım.Bolca para kazanıp köşeyi döneriz dedi sakince ve gözleri parlayarak Özlem.
-Bak tatlım köşe şurada o kadar çok dönmek istiyorsan git oradan dön ve gel dedi Nilay.
-Sende hiçbir şeyi beğenemedin Nilay. Bu evi ne yapacağız? Dedi Özlem.
-Yapboz dedi Tuğba
-Hayır stres atma topu yapacağız dedi Ebru
-İkinizde yanıldınız temizlikten kaçma mekanı olacak burası dedi Gamze
-Otel olacak ve bolca para kazanacağız dedi Özlem
-Yeter. Ben ne yapacağımızı buldum dedi Nilay
-Ne yapacağız dedi şaşkınca Tuğba
-Tabi ki de burası olduğu gibi kalacak dedi Nilay.
-Ne diye bağırdılar kızlar aynı anda.
-O zaman neden sordun bize ne yapacağız diye dedi sitemkar bir sesle Özlem.
-Sizi denedim eğer akıllıca bir şey söyleseydiniz sizi serbest bırakacaktım ama malesefki sınavı geçemediniz kızlar. Yine benim gözetimim altındasınız dedi Nilay.
-Çok kötüsün abla dedi Özlem ve odasına gitti.
-Katılıyorum bücüre çok kötüsün dedi Ebru.
-Öyleyim galiba xD dedi gülerek Nilay ve devam etti –Ben ve Gamze annemlerin odasında, Tuğba ve Ebru sizde benim odamda kalacaksınız dedi Nilay.
Herkes odasına çekildi. Gamze ve Nilay tam yatacakken Gamze’nin telefonu çaldı. Arayan Seboş’tu.
-İyi haberleri ver Seboş’um.
-İşlem tamadır Gamze. Emmet bir kamyon dolusu adamla dövüldü dedi gülerek seboş.
-İyi ama abartmaya gerek yok ne bir kamyonu seboş? Ama senin başında derde girecek. Ben bunu nasıl düşünemedim seboş. Carlisle’nin konuşması herkesi kapsıyordu.
-Bir, ben herkes değilim.İki, o kalabalıkta bri görmediği için ispiyonlayamaz.Üç, abartmıyorum bir kamyon adamla gittim dayak atmaya Gamze’cim dedi seboş son derece sakin bir sesle.
-Nasıl bir kamyon? Dedi inanamayarak Gamze
-Şimdi bizim orada bir kamyoncu amca var ondan rica ettim sağ olsun beni kırmadı. Sonra mahallenin tüm adamlarını topladım. Hepsini o kamyonun arkasına sığdırdım. Gittik dövdük geldik Gamze. O kalabalıkta beni göremez arkasından vurup vurup kaçtım dedi sboş yine çok sakin bir sesle.
-Harika onu yarınki derste morluklar içinde görmek için sabırsızlanıyorum dedi ve bir kahkaha patlattı Gamze
-Şişşt! Azıcık sessiz ol Gamze! Hem kiminle konuşuyorsun sen?! Çabuk kapat ve yat diye bağırdı Gamze
-Affedersin Nilay. Seboş annem kapat diyor telefonu canım yarın okulda gülüşürük artık dedi Gamze
-Tamam canım. Nilay teyzeye selamlarımı ve iyi geceler öpücüklerimi ilet dedi gülerek seboş.
Gamze yatağından kalktı ve Nilay’ı öpücük yağmuruna tuttu.
-Seboş Nilay teyzeye iyi geceler öpücüklerimi ilet dedi annem dedi gülerek Gamze.
-Sen gül.Dalganı geç ben seni yarın görücem.Hem şu dönem ödevi ne oldu? Dedi Nilay.
-Uyumuyor muyduk biz dedi Gamze.
“Eyvah! Ben onu otelde unuttum!Yandım sabah erken kalkmam gerekecek” diye düşündü Gamze.
-Nili beni erken kaldır kuzum dedi Gamze
-Neden? Uykundan feragat etmeni sağlayan önemli nedeni çok merak ettim dedi Nilay uykulu bir sesle.
-Giysilerim otelde kaldı onları alacağım dedi Gamze
-Ben sana demiştim otelde değil burada kal diye ama dinleyen kim?....
Gamze Nilay’ın azarlamasını hiç çekemeyecekti.
-Sabah kalkmak zaten zor olacak. Hadi yatalım da uykusuz kalarak daha fazla zorlamamalıyım kendimi Nili. Hadiyn iyi geceler sana dedi Gamze
-Öyle olsun bari… Sana da iyi geceler canım dedi Nilay.
“son anda yırttım” diye düşündü Gamze ve kendini uykunun güzel kollarına bıraktı.

ve ikinci bölüm

heyt iki bölüm birden gelmiş be süper
harika olmuş Özlem*cim ellerine sağlık cnm