Bugün belki duymak istediklerini söyleyemeyeceğim sana, hoş ne zaman tam olarak söyledim ki? Hep olmayanlardan, olamayacaklardan bahsettim,farklı dünyalardan, yolaçıkmak istediğimden bahsettim ve gitmek, gitmek, gitmek istediğimden. Sense dinledin, sanırım sadece dinlemedin. Bazen de anladığını söyledin. Buna inanıyor musun?
Şimdi aramızdan biri yola çıkıyor. Kim olduğu ortada... Ben kalıyorum. Sana git dedim bende, anlıyorum gitmelisin dedim. Bencillik yapıp kal demeyeceğim dedim. Peki neden şimdi böyle geliyor? Gideceğini biliyordum ama neden, neden şimdi bu beni korkutuyor.
Sanırım gidersen hayatımdan tamamen çık istiyorum, çık ve sakın dönme... Dönme, çünkü döndüğünde bambaşka şehirlerde olacağız hala... Senin üzerinde uzak bir koku benimkinde her zamankinden.
Sana gitme demeyeceğim... Sanırım kalmanı da istemiyorum zaten. Sen bilmeden küsüyorum sana ve sonra her karşılaştığımızda yine sen bilmeden affediyorum seni. Yüzüme neşeli bir ifade yapıştırıyorum.
Bilemiyorum... Sanırım sen eskisi gibi değilsin ya da her zamanki gibi ben görmeye başladım gerçeği. Yavaş, yavaş yürüyorsun... Ya da bambaşka bir yola girdin. Sonuçta yanyana değiliz ve aynı savaşı vermiyoruz artık. Sen yoruldun! Yoruldun ve çekip gidiyorsun. Kaybetmeye lanet olsun... Bense devam etmek zorundayım kaldığı yerden. Buradayım...Tekrar karşılaşır mıyız? Yoksa senin dediği gibi hiç bir şey değişmez ve karşılaşmamıza gerek kalmaz mı? Hiç sanmıyorum. Bana sorarsan sonsuza dek ayrılıyor yolumuz.
Elveda demekte gelmiyor içimden öyleyse sözcüklerin çoktan ayırdığı yolları resmiyete dökmenin lüzumu yok. Sana sadece iyi ki diyeceğim... İyi ki tanıdım seni... Teşekkür ederi